“İlkim Karaca Alevi mi?” Sorusu Neyi Anlatıyor?
Sivil toplumda çalışmaya başlayalı birkaç yıl oldu. İstanbul’da yaşayıp her gün otobüse, metroya binen; ofise girip çıkan biriyseniz bazı sorular kulağınıza ister istemez çalınıyor. Geçenlerde metrobüste arkamdaki iki kişinin fısıltıyla konuştuğunu duydum: “İlkim Karaca Alevi miymiş?” Cümle kısa ama yükü ağırdı. O an şunu düşündüm: Bu soru gerçekten İlkim Karaca ile mi ilgili, yoksa bizim toplum olarak hâlâ çözemediğimiz meselelerle mi?
Bu yazıda “İlkim Karaca Alevi mi?” sorusunu bir magazin merakı gibi değil; toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet açısından ele almak istiyorum. Çünkü bu tür soruların gerçek etkisi, sokakta, işyerinde ve gündelik hayatta ortaya çıkıyor.
Kimlik Soruları ve Gündelik Hayat
Toplu taşımada duyulan cümleler
Sabah işe giderken metrobüste insanlar birbirine bakmıyor gibi yapar ama kulaklar hep açıktır. “O Kürt mü?”, “Alevi mi?”, “Başörtülü ama modern” gibi cümleler sık duyulur. İlkim Karaca Alevi mi? sorusu da bu zincirin bir halkası. Sorunun kendisi masum gibi görünse de, arkasında bir sınıflandırma refleksi var.
Benim çalıştığım sivil toplum kuruluşunda farklı kimliklerden insanlar var. Bir gün çay molasında biri bana şöyle demişti: “Alevi olduğunu söyleyince insanların yüzü değişiyor.” O an fark ettim ki mesele birinin inancı değil; başkalarının o inanca yüklediği anlam.
Özel olanın kamusallaştırılması
Bir kişinin dini ya da inancı, en kişisel alanlardan biri. İlkim Karaca Alevi mi sorusu, eğer İlkim Karaca bu konuda kendisi konuşmamışsa, aslında sınır ihlali içeriyor. Sokakta gördüğümüz birine “Sen nesin?” diye sormakla, sosyal medyada bunu tartışmak arasında fark yok.
Toplumsal Cinsiyet Perspektifi
Kadınlar ve kimlik etiketleri
Dikkat ediyorum: Bu tür sorular kadınlar için daha sık soruluyor. Bir kadın kamusal alanda görünür olduğunda, hakkında daha fazla “bilgi” talep ediliyor. İlkim Karaca Alevi mi? sorusu da bu merakın bir parçası olabilir.
İşyerinde bir toplantıda, bir kadın arkadaşımın “fazla sesli” olduğu söylendi. Ardından biri yarı şaka yarı ciddi, “Zaten Aleviler böyle olur” dedi. O an odadaki hava değişti. Toplumsal cinsiyet, inanç ve önyargı birbirine dolanmıştı.
Erkekler için norm, kadınlar için sorgu
Erkekler çoğu zaman “birey” olarak görülürken, kadınlar temsil ettikleri kimlikler üzerinden okunuyor. İlkim Karaca Alevi mi sorusu da bir kadını, yaptığı işten ya da söylediklerinden önce, kimliğiyle tanımlama çabası gibi duruyor.
Çeşitlilik ve Birlikte Yaşama Meselesi
STK deneyiminden bir sahne
Bir saha çalışmasında farklı mahallelerden gençlerle bir araya gelmiştik. Tanışma turunda biri “Ben Aleviyim” dediğinde ortamda kısa bir sessizlik oldu. Sonra sohbet devam etti. Ama o birkaç saniyelik sessizlik, aslında her şeyi anlatıyordu.
İlkim Karaca Alevi mi? gibi sorular, bu sessizliğin gündelik versiyonu. Çeşitliliği kabul ettiğimizi söylüyoruz ama hâlâ etiketlemeye ihtiyaç duyuyoruz.
Çeşitlilik bir veri değil, bir gerçeklik
Çeşitlilik, birini bir kutuya koymakla anlaşılmaz. Alevilik, Sünnilik, farklı inançlar; bunlar istatistik değil, yaşayan deneyimler. İlkim Karaca Alevi mi sorusu, eğer bir ayrım üretme potansiyeli taşıyorsa, sosyal adalet açısından sorunlu bir yerde durur.
Sosyal Adalet Açısından Bakınca
Güç ilişkileri nerede?
Sosyal adaletle ilgilenen biri olarak şunu sürekli soruyorum: Bu soruyu kim soruyor, kime soruyor ve ne için soruyor? İlkim Karaca Alevi mi sorusu bazen bir merak, bazen bir yargı, bazen de bir eleme kriteri olabiliyor.
İşe alımlarda, arkadaşlık ilişkilerinde, hatta mahalle dedikodularında bu tür soruların etkisi büyük. İnsanlar cevap vermek zorunda bırakıldığında, eşit bir zeminden söz edemeyiz.
Sokakta gördüklerim bana şunu söylüyor
Otobüste yan yana oturan iki kişi, birbirinin inancını bilmiyor ama aynı yolu paylaşıyor. Belki de mesele bu kadar basit olmalı. İlkim Karaca Alevi mi sorusu yerine, “Birlikte nasıl adil yaşarız?” sorusunu sormadıkça aynı yerde sayıyoruz.
Gündelik Hayata Dönersek
Akşam işten çıkıp Kadıköy’de vapur beklerken etrafı izliyorum. Farklı yüzler, farklı hikâyeler. Kimsenin alnında inancı, kimliği yazmıyor. Belki de yazmamalı.
İlkim Karaca Alevi mi sorusu, tek başına bir isimden ibaret değil. Bu soru, bizim topluma nasıl baktığımızı, farklı olana ne kadar alan açtığımızı gösteren küçük ama güçlü bir ayna. Ve o aynaya bakmak, bazen rahatsız edici olsa da, gerekli.